Jane Austen’ın 1803’te yazmaya başlayıp tamamlayamadığı romanı Watson Ailesi yazarın daha sonra kaleme aldığı diğer eserlerine bir girizgâh niteliği taşıyor. Kıvrak zekâsının ürünü müthiş ironisiyle, İngiliz orta sınıfının ahlak anlayışını, çarpık zihniyetini sakınmadan eleştirdiği öbür yapıtlarını hiç de aratmayan bu kısa roman Emma’yla ilk karşılaşmadır aslında. İki oğlu ve dört kızı olan dul bir din adamının en küçük kızı Emma Watson, Shropshire'lı zengin teyzesinin yanında geçirdiği on dört senenin ardından yoksul baba evine dönmek zorunda kalır. Genç kadının huzurlu ve refah içindeki hayatı, bildiği tek evi terk edip hatırlamadığı bir aileye dönmek zorunda kalmasıyla altüst olur. İyi bir eğitim almış Emma’nın ilk hayal kırıklığı iki kız kardeşinin pervasızca giriştikleri koca avcılığı olur. Peki Emma uyum sağlayamadığı ailesinden ve bu yeni çevreden kaçabilecek midir?