İtalyan edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Cesare Pavese romanlarında da, şiirlerinde de çağdaş dünya sorunlarına eğilmiş, genç bir yazardı. 1950’de, henüz kırk iki yaşındayken intihar ederek yaşamına son veren Pavese, Tepedeki Ev’i son yıllarında kaleme almıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın bitimine yakın bir dönemde, faşistlere karşı yürütülen içsavaş sırasında kentten kaçıp uzaklara, çocukluğunun geçtiği yerlere giden öğretmen Corrado, geçmişte kısa süreli bir ilişki yaşadığı kadınla karşılaşır. Yaşadığı dönemin katı gerçeğinden ve belirsiz bir gelecekten kaçarken, savaşın acımasızlığından, anlamsızlığından derinden etkilenir. “Savaş bir gün biterse,” der, “şunu sormalıyız kendimize: ‘Peki ya ölenleri ne yapacağız? Neden öldüler?!’”