Mary Shelley, 1826’da yayımlanan Son İnsan romanıyla gotik edebiyata özgü bilimkurgunun alt türü olan apokaliptik romanın ilk modern örneğini veren ve bu türün önde gelen yazarlarındandır. Vahiy ya da gelecekle ilgili sırların aydınlığa kavuşturulması anlamındaki apokalips sözcüğünden türeyen apokaliptik kurgu, salgın hastalık, nükleer savaş, sibernetik ayaklanma, doğaüstü olaylar, ekolojik felaketler ya da başka afetler yüzünden uygarlığın sonunun gelmesini irdeler.Son İnsan, bugün sıradan sayılacak kadar yaygınlaşmış bir konuyu, insanlığın yok oluşunu ele alan ilk büyük romandır. Shelley, bir salgının Batı dünyasındaki etkilerini Romantik dönemin akıcı üslubuyla dramatize eder ve gerçek kişilerin yansıması olan zıt karakterler eksenindeki bir kurguyla aktarır. Shelley, romandaki başlıca karakterlerin oluşumunda kısmen ya da tamamen çevresindeki kişilerden esinlenmiştir. Örneğin doğal bir cennet arayışı içinde tanıdıklarını peşinden sürükleyen Adrian, yazarın eşi Percy Bysshe Shelley’