Yıllar önce, haksız yere hırsızlıkla suçlanarak kilise cemaatinden kovulan dokumacı Silas Marner, gönüllü sürgün olarak Raveloe köyüne yerleşir. Köy halkıyla görüşmeyen, özel yaşamını sır gibi saklayan dokumacı için hayat, sabahtan akşama kadar tezgâhı başında çalışmaktan ve kazandığı paraları biriktirmekten ibarettir. Ama günün birinde altınlarının çalınması ve çok kısa bir süre sonra da evinin yakınlarında annesi ölen bir bebeğin emekleyerek kapısına gelmesi, yaşamını ve dünyaya bakışını tamamen değiştirir. Bu arada, Silas Marner’ın ve bebeğin yolları, köyün en güçlü, en varlıklı adamının oğluyla kesişecektir.Yazar George Eliot’ın bütün romanları içinde en sevdiği eser olan Silas Marner, içerdiği mizah, güçlü simgeler ve toplumsal eleştiri öğeleriyle kırsal kesimin yaşamını duyarlı ama duygusal olmayan bir ustalıkla aktarıyor.