1961 yılının Aralık ayında yirminci yüzyıl düşüncesinin en önemli isimlerinden Jean-Paul Sartre bir konferans vermek üzere Gramsci Enstitüsü tarafından Roma’ya davet edilir. Konferansın konusu Marksizmin, diyalektik materyalizmin en netameli temalarından biri olan öznelliktir.
Sartre’ın konuşması ilk bakışta Batı Marksizminin önde gelen figürü György Lukács’la bir polemik izlenimini verir; ancak gerek konuşmanın içeriği gerekse dinleyicileri arasında bulunan İtalyan Komünist Partisi mensubu ya da sempatizanı entelektüellerin kitaba da eklenen bazı soruları ve katkıları tartışmayı bunun çok ötesine taşır. En başta, Hegel ve Karl Marx’ın gölgesi herkesin üzerine düşmektedir; bunun yanı sıra –bazen isimleri dahi zikredilmeden– Immanuel Kant, Giambattista Vico, Martin Heidegger, Søren Kierkegaard, Antonio Gramsci, Benedetto Croce, Maurice Merleau-Ponty gibi Avrupa düşünce tarihinin kimi köşe taşlarının izleri görülür.
Kitabın fiziki boyutları, sayfa sayısı yanıltıcı olmasın; felsefi açıd