Austen’ın en sevilen romanlarından, yirmili yaşlarında yazdığı Northanger Manastırı, muzipliği elden bırakmadan on yedi yaşında bir genç kızın gözlemleri üzerinden dönem insanının, görgü kurallarının, hepsi birbirinin aynı olay ve karakterlerle dolu gotik romanların samimi bir parodisini sunar. Gotik romantik romanlara tutkun Catherine Morland’in ellerden düşmeyen bu kitaplardaki kadın karakterlerle uzaktan yakından alakası yoktur: Sade, sıradan ve sakindir Catherine. Tüm sosyetenin akın ettiği Bath’a ilk kez gideceği için son derece heyecanlıdır. Hayalperest genç kadın dünyayı gotik romanların çerçevesinden yorumlar. Yazarın sıradanlığından dem vurduğu Catherine, Bath salonlarından Northanger Manastırı’na uzanan macerasında aşk, dostluk, aile gibi kavramları ilk kez gerçek anlamıyla tanırken, zekâsı, nüktedan halleri ve saflığıyla romandaki pek çok karakterin ve okurun gönlünü çalar.