En göz alıcı ve en tatmin dolu yaşam sırasında, hakikaten yapılmak istenen nadiren yerine getirilir ve Boşluk’un derinliklerinden ya da yüksekliklerinden, olmuş ile olmamış benzer şekilde serap ya da düş gibi görünür. Japonya’nın savaş sonrası en popüler yazarı Yukio Mişima, 25 Kasım 1970 günü önderlik ettiği darbe girişimi başarısızlığa uğradıktan sonra karnını deşerek intihar etmesiyle tüm dünyayı sarsmıştı. Hayatını ülkesinin kökenlerine dönmesine adayan yazar, dehşet verici ölümüyle aynı zamanda yıllardır peşinde olduğu boşluk algısının en derin noktasına da kavuşmuştu. Hadrianus’un Anıları’yla uzak tarihi yeniden yaratan Marguerite Yourcenar, bu kez yakın geçmişe mercek tutarak Mişima’nın yaşamını ve siyasi inançlarını, Batı kültürüne olan ilgisini, aile hayatını ve cinsel yönelimini, olağanüstü eserlerini ve titizlikle hazırlandığı ölümünü muazzam bir incelemeye ve sürükleyici bir hikâyeye dönüştürüyor. “Mişima bir tanrıyı diriltmek amacında mıydı? Bu intihar Batılılar tarafından