“Hazinemi kimseye göstermedim. Bu kitaba sahip olmanın bana verdiği mutlulukla birlikte çalınacağı korkusu ve sonsuz olup olmadığı kuşkusu sarmıştı benliğimi. Bu iki kaygı her zamanki ürkekliğimi daha da artırdı. Birkaç arkadaşım kalmıştı; onlarla görüşmemeye başladım. Kitabın tutsağı olmuştum, hemen hemen hiç sokağa çıkmıyordum. Büyüteçle kitabın yıpranmış sırtını ve kapaklarını inceledim ve hiçbir sahte yanı olmadığına iyice inandım. Küçük resimlerin birbirlerinden iki bin sayfa ile ayrıldıklarını gördüm. Hepsini hemen doldurduğum bir deftere alfabetik sırayla not ettim. Hiç yinelenmiyorlardı. Geceleri, uykuya yenik düştüğüm kısa anlarda da kitabı görüyordum düşümde.” Cervantes’ten bu yana İspanyolcanın en önemli yazarı.