Sözün kısası, edebiyat çalışmalarında yoğun bir dikkate öylesine gereksinim var ki, üretim sürecinde engelleyici ve aksatıcı dış etkenlerle kolayca başa çıkabiliyor insan. Ancak rahat bir masada, kusursuz bir ışık altında, alıştığı yazı malzemesiyle özel kâğıtlar üzerinde yazıp çizebileceğine inanan yazar bende kuşku uyandırır. Dış kolaylık ve rahatlıklar elbette farkına varılmadan aranır yazılıp çizilirken ama bunlarsız da olur.
Hermann Hesse’nin, “Yaşlılık dönemime kadar yazdığım en iyi kitap” diye nitelediği Kaplıcada Bir Konuk, Hesse’nin kendi sözcükleriyle itiraflarından en kişisel, en ciddi olanlarını içeriyor.