Sevdiği adamın evli olduğunu öğrenen Rose, ağabeyleriyle Şili’ye giderek yeni bir yaşama başlamıştır. Bir gün kapısına bir bebek bırakılır. Rose, Eliza adını verdiği bebeği evlat edinir. Yıllar sonra büyüyüp genç kız olan Eliza da tıpkı Rose gibi aşk acısını tadacaktır. Büyük bir tutkuyla bağlandığı sevgilisi onu bırakarak California’ya altın aramaya gitmiştir. Dünyanın dört bir yanından, geçmişlerini geride bırakarak yeni bir yaşam aramaya gelen bu insanların pek azı Yeni Dünya’nın şekillenmesinde rol oynayacak, çoğu da yok olup gidecektir. “Altına hücum”un yaşandığı, altın peşindeki serüven düşkünlerinin doludizgin at koşturduğu vahşi Amerika, bu romanın sayfalarında olağanüstü ustalıklı çizgiler ve renklerle gözümüzde canlanıyor. Isabel Allende, aşkı derinlemesine resmederken Eliza’nın kişiliğinde yalnızlığın, arayışın erişilmez boyutlarını da gözler önüne seriyor; aşk, şiddet, dostluk, umut, umutsuzluk gibi insanı insan yapan temel duyguları, romanın kahramanlarıyla birlikte okurla