Yıl 1989. Berlin Duvarı yıkılır. Önce şaşkınlık, sonra kuşku, derken korku, çözülme, dağılma ve çökme. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...Yıllardır Türkiye’den uzakta, sürgünde yaşayan bir devrimcinin, sosyalist blokun çöküşü öncesi umutları ve çöküşten sonra sürgünden dönüşte yaşadığı şaşkınlıklar, acılar, hüzünler... Aşktan ve devrimden konuşulan, uğruna her şeyin göze alındığı dönem yok olmuştur. Artık hiçbir şeye, hiçbir yere geri dönülemeyecektir. Bu dünyayı bir yeryüzü cennetine dönüştürmeyi hayal edenler, yenilmiş orduların yenik düşmüş askerleri gibidir. Oysa yıllar öncesinin 68 kuşağı olarak genç, haklı, umutlu ve âşıktılar...Oya Baydar, umut ve aşk dolu gencecik insanların yıkılış sonrası çektikleri acıları dile getiriyor. Hiçbiryer’e Dönüş, bir dönüşün öyküsü. Dönülen her şeyin hiçbir şey, her kişinin hiç kimse, her yerin hiçbir yer olduğu bir dönüşün öyküsü...