Tarancı denilince akla önce Otuz Beş Yaş şiiri gelir. Tarancı’nın bir dönem öyküler yazdığı bilinir elbette ama özellikle genç kuşak bu öyküleri görmemiş, okumamıştır. Ta ki Cumhuriyet Kitap dergisinde Fethi Naci’nin “Seçilmiş Hikâyeler” başlıklı köşesinde Tarancı’nın bir öyküsü yayımlanıncaya dek. “Dördüncü Sevgiliyi Ararken” adlı bu öykü özellikle genç okurlar tarafından çok beğenilmiştir. Büyük şairin usta işi öykülerini Sadık Aslankara’nın önsözüyle sunuyoruz.
Yine de onun öykülerini okurken şairle değil bir öykücüyle karşılaştığımız kanısındayım ben. Kaldı ki Cahit Sıtkı’nın kendisi de şairliğinin değil, öykücülüğünün dikkate alınmasını istemiş olsa gerek söz konusu ürünlerinde. Çünkü kurduğu evrende sürekli dramatik bütünlük aramaya girişmesi, üstelik öykülerin alımlanmasını kolaylaştırmak üzere bunu enikonu serüven duygusuyla, kışkırtıcı merak dürtüsüyle desteklemesi, kimi öykülerinde duygu şaşırtmacası verdirmesi öykücü yanını şairliğinden ayırdığını tanıtlayan önemli birer gö