Chopin, en çok Chopin gibi olmaya çalışmadığında kendisi olmuştur. Hiçbir gereksiz süsleme, müziksel düşünceyi şişirerek daha fazla etki yaratma arzusu yoktur; aksine bu düşüncenin ifadesini en uç noktasına kadar, mükemmeliyete kadar sadeleştirme arzusundadır.Uzun yazarlık kariyeri boyunca sanat ile benliğin, yenilik ile geleneğin ilişkisine odaklanan André Gide, Chopin Üzerine Notlar’da bu defa müziğe, özellikle de benzersiz zenginlikteki besteleriyle insan kalbinin gizemli derinliklerine dokunmayı başarmış Chopin’e yöneliyor. Nobel’li yazar 1931 tarihli notlarında edebiyattaki duyarlılığını bir amatör olduğu müziğe coşkulu bir dışavurumla aktarırken, Chopin’in Fransız geleneğindeki ve müzik tarihindeki yerini sorguluyor. Müzikle edebiyatın kesiştiği noktanın tüm zenginliğini barındıran, İdil Biret’in önsözüyle taçlandırdığı bu eser, her müzikseverin kitaplığında bulunmayı hak ediyor.“Çok taraflı bir deha olan Chopin’in bir yönüne teksif ediyor ve bunu büyük bir derinlikle anlatıyor.”