Annemle babam sınıfımda. Üstelik buna bizzat ben yol açtım. Daha dün akşam, ikisi de otuz altı yaşındaydı ve normal birer anne-babam vardı. Bu sabah on bir yaşındalar... Uyanıp da, dev pijamalarının içinde kaybolmuş şu iki çocuğu gördüğümde, elbette durumu hemen kavrayamadım. Okul! Her şeyin orada başladığını çözdüm. Altıncı sınıftan nefret ediyordum. Annemle babamsa, durumu anlayıp basit bir çözüm bulmak, mesela beni dünya seyahatine çıkarmak yerine, şu anda benim yaşımda olmak için neler vermeyeceklerini söyleyip duruyorlardı. Cevabım hep aynıydı: ‘’Dediğiniz olursa görürüm sizi.’’ Şansımı fazla zorlamış olmalıyım. Dileğim kabul olmuştu.