“Yani sırf benim şeytanlarım değil, otobüste yanıma oturan adamın beynini kemiren dertler de bana bulaşıyor ya da marketteki kasiyer kız, çünkü gözlerindeki nefreti görüyorum, tuşlara basan parmaklarının nasıl öfkeyle kasıldığını görüyorum, onların şeytanları da bana bulaşıyor ya da barda gıcık olduğum o herif ya da televizyonda tükürükler saçarak kavga eden o çok bilgili insanlar, onların öfkesi de, mutsuzluğu da, kini de, kederi de eninde sonunda beynimin kıvrımları arasına yerleşip kök salıyor...”Bizimkine benzeyen ama bazı açılardan da çok farklı bir İstanbul. Belki milyonlarca paralel evrenden birinde yer alan diğer İstanbul... Bu şehirde korku, öfke ve çaresizlik birikip patlama noktasına yaklaştıkça adeta şekil almış ve karanlık bir organizmaya dönüşmüş.Geçmişindeki korkunç bir olay yüzünden hayattan kaçan Giray’la eski karısı –ve yeni cinayet masası başkomiseri Defne– kaybolan çocukların sırrını çözmek için yeniden bir araya gelir. Ancak Giray, gizli gücünü kullanmaya razı olac