Küçük Şeylerin Tanrısı, lirik bir dil ve şiirsel bir anlatımla, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin dramını dile getiriyor. Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, yanlarında çalışan bir işçiye âşık olur. Önüne geçilmez, kural tanımaz bir tutkuyla bağlanırlar birbirlerine. Genç adam, toplumun en alt kesimindendir. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta “küçük şeyler”le yetinirler; geleceği düşünemezler... Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor romanın kurgusunu; beklenmedik, dehşet verici bir sona ulaştırıyor. 1960’lı yılların sonunda, Hindistan’ın güneyinde geçen bu hikâyede, arka planda bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasi çalkantılar içindeki ülkeyi, kast sisteminin ürkütücü baskısını ve toplumsal tabuları buluyoruz. Hindistan'da yayımlandığında, geleneklere aykırı olduğu gerekçesiyle büyük tartışmalara yol açan Küçük Şeylerin Tanrısı, sayısız dile çevrilmiş unutulmaz bir roman.